Nereden geldiği ve nasıl başladığı meçhul bir kürk modası,İstanbul'un hemen bütün kadın kesimlerine yayıldı.
Bu moda,bildiğimiz kürkü çevirip sırta geçirmek ve kurt veya goril gibi,iri cüsseli bir hayvana benzemek tuhaflığından ibarettir.
Bu moda o kadar yayılmış ki,şimdi kastor mantosu olmayan hanımın,hiç olmazsa kedi veya fare derisinden bir kürkü olması gerekiyor.
Tırnaklarını uzatıp sivrilten ve vücudunu baştan başa tüylü göstermek isteyen kadın,belli ki bir hayvana benzemek için uğraşıyor.
Kadınlarda bu insan şeklinden uzaklaşma arzusunun sebepleri ne olsa gerek ?
(Ahmet HAŞİM,İkdam,4 Nisan 1928)
20 Mayıs 2012 Pazar
18 Mayıs 2012 Cuma
Kediler ve Hamilelik
Kedilerde hamilelik dönemi ortalama 63 gün sürse de, bu süre 57-67 gün arasında değişiklik gösterebilir. Hamileliğin ilk belirtileri üç veya dördüncü haftada kendini göstermeye başlar. Kedinin meme uçları koyu pembe bir renge bürünerek belirginleşir ve iştahında dikkat çekici bir artış gözlenir.
Tıpkı insanlarda olduğu gibi bazı kediler ilk haftalarda bulantı ve kusma yaşayabilirler. Pek çok kedi sahibi, kedilerinin hamileliğinin ileri haftalarında her zamankinden daha sokulgan ve sevecen olduğunu gözlemler. Belki de bunun nedeni, kendilerini güvende hissetmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaları ve annelik içgüdüsüyle birlikte artan sahiplenme ve şefkat duygusunu sevdikleri insanlarla paylaşmalarıdır.

Hamile bir kedi doğum öncesinde ve süt verme döneminde normalden daha fazla beslenmeye ihtiyaç duyar. Anne kedi yeterince beslenemediği takdirde vücut yavruların ihtiyaçlarına öncelik vereceği için anne kedinin sağlığı tehlikeye girecektir. Bu nedenle kedinizin hamile olduğunu fark ettiğiniz andan itibaren veteriner hekiminizle görüşmeli ve uygun bir beslenme programına geçmelisiniz. Hamilelik ve süt verme döneminde kedinize veterinerinizin gerekli gördüğü durumlar dışında hiçbir ilaç vermeyin.
Hamile bir kedinin vücut ağırlığı arttıkça hareketleri önemli ölçüde yavaşlayacaktır. Kediniz normalde sokağa ya da bahçeye çıkıyorsa bile, özellikle hamileliğin ileri dönemlerinde onu evden dışarı çıkarmamalısınız. Sokakta tehlikelerden kaçmak ya da yüksek bir yerden atlamak zorunda kalabilir ve bu gibi durumlar hamilelik sırasında her zamankinden daha fazla risk içerir.

Hamile kedinize temiz, sakin ve stresten uzak bir ortam sağlamaya özen gösterin. Evde onu korkutabilecek, kendini tehlikede hissetmesine neden olabilecek etkenlerin varlığı, doğum için ev dışında güvenli bir yer arayışına girmesine neden olabilir. Kum kabını daima temiz tutun ve eğer kenarları oldukça yüksek bir kap kullanıyorsanız ve karnı büyüdükçe bu kaba girip çıkmakta zorlanıyorsa daha alçak kenarlı bir kum kabı edinin.
Hamileliğin son haftalarında kediniz yavrularını doğurabileceği uygun bir yer aramaya başlar. Doğum için evin en sessiz ve gözden uzak köşesini, örneğin bir giysi dolabını, yatak altını ya da çekmeceyi seçecektir. Kimi zaman birden fazla yer de seçebilir. Kedinizin uygun gördüğü yer sizin için uygun olmayabileceğinden, ona hem rahatsız edilmeden doğurabileceği ve yavrularını emzirebileceği, hem de sizin onu sık sık kontrol edebileceğiniz bir yer hazırlamalısınız.
Kediniz tercih ettiği yeri gün içinde sık sık oraya giderek ve yatarak belli edecektir. Mümkünse doğum yerini burada hazırlayın. Eğer uygun bir yer değilse, en az burası kadar sessiz, güvenli ve hava akımı olmayan bir yer seçin. Evde başka evcil hayvanlar varsa onların bu yere erişimini engelleyin. Seçtiğiniz yere kedinizin ve yavrularının rahatça sığabileceği geniş ve temiz bir karton kutu koyun. Karton kutunun kenarları annenin kolaylıkla girip çıkabileceği fakat yavruların tırmanamayacağı yükseklikte olmalıdır. Kutunun içine naylon torba ya da plastik, muşamba örtüler gibi hava geçirmeyen ve boğulmaya neden olabilecek malzemeler döşemeyin. En ideali birkaç kat temiz pamuklu kumaş (örneğin eski bir çarşafı birkaç parçaya kesebilirsiniz) sermektir.

Kediniz doğumun başladığını haber veren belirtiler ortaya çıktığında büyük olasılıkla kendiliğinden onun için hazırladığınız yere gidecektir. Eğer kendiliğinden gitmez ve siz onu kutusuna koyduğunuzda çıkmak isterse ısrar etmeyin. Kendisini güvende hissettiği yeri seçmesine izin verin ve kutuyu da buraya taşıyın.
Çoğunlukla kediler doğum esnasında yalnız kalmayı tercih ederler. Buna karşın, kimi zaman güvendikleri bir kişinin yanlarında olmasını isteyebilirler. Kediniz doğum başladığı halde yanından ayrıldığınızda peşinizden gelmeye çalışıyor ve sizi çağırıyorsa onunla kalın. Fakat sizi yanında istediğini belirten bir davranış göstermiyorsa onu kendi haline bırakın ve yalnızca belli aralıklarla onu rahatsız etmeden kontrol etmekle yetinin.
Hamile kedinizin nasıl bir doğum gerçekleştireceğini yaşı, sağlık durumu, kemik yapısı, daha önce doğum yapıp yapmadığı, yavruların sayısı ve büyüklüğü gibi pek çok etken belirler. Her doğum başlı başına bir olaydır ve önceki doğumlar, sonraki doğumlara dair kesin bir bilgi vermez. Pek çok kedi sorunsuz bir şekilde doğum yapar ancak bazı durumlarda bir veteriner hekimin müdahalesi gerekebilir.

Hamile kediniz doğumun yaklaştığını hissettiğinde doğurmak için seçtiği yere giderek telaşlı bir şekilde burayı eşeleyebilir, hatta onun için hazırladığınız kutunun içindeki örtüleri kazarak ters yüz edip altlarına girebilir. Doğuma birkaç gün kala vücut ısısında oynamalar olabilse de, doğum öncesinde vücut ısısı yaklaşık 36,5 Cye kadar düşer ve son 24 saat içinde sabit kalır. Çoğunlukla kediler doğumdan saatler önce yemek yemeyi bırakırlar. Doğurma vakti yaklaştığında kedi hızla soluk alıp vermeye başlar ve önce uzun aralıklarla, sonra gitgide sıklaşan kasılmalar yaşanır. Bu esnada vajinasından hafif bir akıntı gelebilir ve sürekli olarak karnından aşağı doğru kendi kendini yalar. Kimi zaman kum kabına giderek art arda birkaç kez dışkılayabilir.
Kediniz gözle görülür şekilde ıkınmaya başladığında artık doğum da başlamış demektir. Yavruların önce başları da gelebilir, ayakları da. İlk yavru göründükten yaklaşık 10-15 dakika sonra doğum kanalından tamamen çıkacaktır. Her yavru sıvıyla dolu koruyucu bir zar içinde doğar ve çoğunlukla plasenta (son) bu zarın ardından gelir. Kimi zaman zar yavru dışarı çıkmadan da açılabilir. Yavru doğar doğmaz anne kedi bu zarı yırtarak açar ve yavruyu sert bir şekilde yalamaya başlar. Bu sayede yavrunun ağzını ve burnunu kaplayan sıvıyı temizleyerek nefes almasını ve kan dolaşımının hızlanmasını sağlar. Ardından yavrunun göbekbağını dişleriyle keser ve plasentayı yer.
Yavrular genellikle 10-15 dakikalık aralarla doğarlar ve bu zaman zarfında anne kedi doğan yavruyu iyice temizleyerek kurutur. Kimi zaman bu aralık bir ya da birkaç saati bulabilir. Anne kedide olağandışı bir durum gözlemlemediğiniz sürece bu aranın uzunluğu endişe verici bir durum değildir. Tüm yavrular doğup da doğum tamamlandığında anne kedi belirgin bir şekilde sakinleşir ve yan yatarak yavrularını emzirmeye başlar. Yavruların gözleri ve kulakları kapalı olmasına karşın, koku alma duyuları sayesinde kendiliklerinden annenin memelerine giderek son derece değerli olan ve ilk haftalar boyunca onları hastalıklardan koruyacak antikorları içeren ilk sütü (kolostrom) emmeye başlayacaklardır.
Çoğunlukla anne kediler hiçbir yardıma ihtiyaç duymaksızın sorunsuz bir şekilde doğum yaparlar. Ancak aşağıdaki belirtileri gözlemlediğiniz takdirde hiç vakit kaybetmeden veteriner hekiminizle temas kurun.
* Anne kedi saatlerce, örneğin 2 saatten uzun bir süre boyunca şiddetli bir şekilde ıkınmasına karşın yavru görünmüyorsa,
* Yavru doğum kanalında göründükten 10 dakika sonra hala doğmadıysa,
* İçi sıvıyla dolu zar doğum kanalından çıkıp şiştiyse ve 10 dakika sonra hala yavru çıkmadıysa,
* Anne kedide ani halsizlik, bilinç kaybı ortaya çıkarsa,
* Anne kedi yavrularla ilgilenmesi gerekirken yatıyorsa ve düzensiz soluk alıp veriyorsa,
* Vajinadan şiddetle kanama başlarsa,
* Yavrulardan biri veya bir kaçı kendiliklerinden anneyi emmeye başlamadılarsa.
Doğumdan sonraki günler boyunca anneyi ve yavruları yakından gözlemleyin fakat bunu belli aralıklarla ve anneyi rahatsız etmeden yapmaya özen gösterin. Bulundukları yere yabancı insanların ve başka evcil hayvanların girmelerine izin vermeyin. Yavrulara dokunmayın, onları annenin yanından almayın ve kutunun yerini değiştirmeyin. Annenin kolaylıkla ulaşabileceği bir yerde mamasını ve temiz suyunu hazır tutun. Kum kabını aynı odaya koyacaksanız, yavruların bulunduğu kutunun mümkün olduğunca uzağına koyun.

Annenin iştahı ve hareketliliği yerinde olmalı, yavrular annelerini emmelidirler. Yavruların yeterince beslenip beslenmediklerini süt emip emmediklerine bakarak anlayabilirsiniz. Yeterli beslenen yavruların karınları hafifçe şişkin ve yuvarlak olur. Eğer sürekli miyavlıyorlarsa, karınları içeri doğru çökükse ve enselerindeki deriyi hafifçe tutup bıraktığınızda hemen yerine gelmiyorsa yeterli beslenemiyorlar demektir.
Kimi zaman anne tecrübesizliği ya da hormonal düzensizlikler nedeniyle de yavrularıyla ilgilenmeyebilir. Bu gibi durumlarda hemen veterinerinizle görüşün. Ayrıca anne kedi yavrularını emzirdikten sonra karınlarından aşağıya doğru yalayarak tuvaletlerini yaptırmalıdır. Doğumdan sonraki birkaç gün boyunca annenin vajinasından çok hafif kanlı bir akıntı gelebilir, bu normaldir. Daha şiddetli ya da kötü kokulu, iltihaplı bir akıntı gördüğünüz takdirde veteriner hekiminize başvurun.
Tıpkı insanlarda olduğu gibi bazı kediler ilk haftalarda bulantı ve kusma yaşayabilirler. Pek çok kedi sahibi, kedilerinin hamileliğinin ileri haftalarında her zamankinden daha sokulgan ve sevecen olduğunu gözlemler. Belki de bunun nedeni, kendilerini güvende hissetmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaları ve annelik içgüdüsüyle birlikte artan sahiplenme ve şefkat duygusunu sevdikleri insanlarla paylaşmalarıdır.
Hamile bir kedi doğum öncesinde ve süt verme döneminde normalden daha fazla beslenmeye ihtiyaç duyar. Anne kedi yeterince beslenemediği takdirde vücut yavruların ihtiyaçlarına öncelik vereceği için anne kedinin sağlığı tehlikeye girecektir. Bu nedenle kedinizin hamile olduğunu fark ettiğiniz andan itibaren veteriner hekiminizle görüşmeli ve uygun bir beslenme programına geçmelisiniz. Hamilelik ve süt verme döneminde kedinize veterinerinizin gerekli gördüğü durumlar dışında hiçbir ilaç vermeyin.
Hamile bir kedinin vücut ağırlığı arttıkça hareketleri önemli ölçüde yavaşlayacaktır. Kediniz normalde sokağa ya da bahçeye çıkıyorsa bile, özellikle hamileliğin ileri dönemlerinde onu evden dışarı çıkarmamalısınız. Sokakta tehlikelerden kaçmak ya da yüksek bir yerden atlamak zorunda kalabilir ve bu gibi durumlar hamilelik sırasında her zamankinden daha fazla risk içerir.
Hamile kedinize temiz, sakin ve stresten uzak bir ortam sağlamaya özen gösterin. Evde onu korkutabilecek, kendini tehlikede hissetmesine neden olabilecek etkenlerin varlığı, doğum için ev dışında güvenli bir yer arayışına girmesine neden olabilir. Kum kabını daima temiz tutun ve eğer kenarları oldukça yüksek bir kap kullanıyorsanız ve karnı büyüdükçe bu kaba girip çıkmakta zorlanıyorsa daha alçak kenarlı bir kum kabı edinin.
Hamileliğin son haftalarında kediniz yavrularını doğurabileceği uygun bir yer aramaya başlar. Doğum için evin en sessiz ve gözden uzak köşesini, örneğin bir giysi dolabını, yatak altını ya da çekmeceyi seçecektir. Kimi zaman birden fazla yer de seçebilir. Kedinizin uygun gördüğü yer sizin için uygun olmayabileceğinden, ona hem rahatsız edilmeden doğurabileceği ve yavrularını emzirebileceği, hem de sizin onu sık sık kontrol edebileceğiniz bir yer hazırlamalısınız.
Kediniz tercih ettiği yeri gün içinde sık sık oraya giderek ve yatarak belli edecektir. Mümkünse doğum yerini burada hazırlayın. Eğer uygun bir yer değilse, en az burası kadar sessiz, güvenli ve hava akımı olmayan bir yer seçin. Evde başka evcil hayvanlar varsa onların bu yere erişimini engelleyin. Seçtiğiniz yere kedinizin ve yavrularının rahatça sığabileceği geniş ve temiz bir karton kutu koyun. Karton kutunun kenarları annenin kolaylıkla girip çıkabileceği fakat yavruların tırmanamayacağı yükseklikte olmalıdır. Kutunun içine naylon torba ya da plastik, muşamba örtüler gibi hava geçirmeyen ve boğulmaya neden olabilecek malzemeler döşemeyin. En ideali birkaç kat temiz pamuklu kumaş (örneğin eski bir çarşafı birkaç parçaya kesebilirsiniz) sermektir.
Kediniz doğumun başladığını haber veren belirtiler ortaya çıktığında büyük olasılıkla kendiliğinden onun için hazırladığınız yere gidecektir. Eğer kendiliğinden gitmez ve siz onu kutusuna koyduğunuzda çıkmak isterse ısrar etmeyin. Kendisini güvende hissettiği yeri seçmesine izin verin ve kutuyu da buraya taşıyın.
Çoğunlukla kediler doğum esnasında yalnız kalmayı tercih ederler. Buna karşın, kimi zaman güvendikleri bir kişinin yanlarında olmasını isteyebilirler. Kediniz doğum başladığı halde yanından ayrıldığınızda peşinizden gelmeye çalışıyor ve sizi çağırıyorsa onunla kalın. Fakat sizi yanında istediğini belirten bir davranış göstermiyorsa onu kendi haline bırakın ve yalnızca belli aralıklarla onu rahatsız etmeden kontrol etmekle yetinin.
Hamile kedinizin nasıl bir doğum gerçekleştireceğini yaşı, sağlık durumu, kemik yapısı, daha önce doğum yapıp yapmadığı, yavruların sayısı ve büyüklüğü gibi pek çok etken belirler. Her doğum başlı başına bir olaydır ve önceki doğumlar, sonraki doğumlara dair kesin bir bilgi vermez. Pek çok kedi sorunsuz bir şekilde doğum yapar ancak bazı durumlarda bir veteriner hekimin müdahalesi gerekebilir.
Hamile kediniz doğumun yaklaştığını hissettiğinde doğurmak için seçtiği yere giderek telaşlı bir şekilde burayı eşeleyebilir, hatta onun için hazırladığınız kutunun içindeki örtüleri kazarak ters yüz edip altlarına girebilir. Doğuma birkaç gün kala vücut ısısında oynamalar olabilse de, doğum öncesinde vücut ısısı yaklaşık 36,5 Cye kadar düşer ve son 24 saat içinde sabit kalır. Çoğunlukla kediler doğumdan saatler önce yemek yemeyi bırakırlar. Doğurma vakti yaklaştığında kedi hızla soluk alıp vermeye başlar ve önce uzun aralıklarla, sonra gitgide sıklaşan kasılmalar yaşanır. Bu esnada vajinasından hafif bir akıntı gelebilir ve sürekli olarak karnından aşağı doğru kendi kendini yalar. Kimi zaman kum kabına giderek art arda birkaç kez dışkılayabilir.
Kediniz gözle görülür şekilde ıkınmaya başladığında artık doğum da başlamış demektir. Yavruların önce başları da gelebilir, ayakları da. İlk yavru göründükten yaklaşık 10-15 dakika sonra doğum kanalından tamamen çıkacaktır. Her yavru sıvıyla dolu koruyucu bir zar içinde doğar ve çoğunlukla plasenta (son) bu zarın ardından gelir. Kimi zaman zar yavru dışarı çıkmadan da açılabilir. Yavru doğar doğmaz anne kedi bu zarı yırtarak açar ve yavruyu sert bir şekilde yalamaya başlar. Bu sayede yavrunun ağzını ve burnunu kaplayan sıvıyı temizleyerek nefes almasını ve kan dolaşımının hızlanmasını sağlar. Ardından yavrunun göbekbağını dişleriyle keser ve plasentayı yer.
Yavrular genellikle 10-15 dakikalık aralarla doğarlar ve bu zaman zarfında anne kedi doğan yavruyu iyice temizleyerek kurutur. Kimi zaman bu aralık bir ya da birkaç saati bulabilir. Anne kedide olağandışı bir durum gözlemlemediğiniz sürece bu aranın uzunluğu endişe verici bir durum değildir. Tüm yavrular doğup da doğum tamamlandığında anne kedi belirgin bir şekilde sakinleşir ve yan yatarak yavrularını emzirmeye başlar. Yavruların gözleri ve kulakları kapalı olmasına karşın, koku alma duyuları sayesinde kendiliklerinden annenin memelerine giderek son derece değerli olan ve ilk haftalar boyunca onları hastalıklardan koruyacak antikorları içeren ilk sütü (kolostrom) emmeye başlayacaklardır.
Çoğunlukla anne kediler hiçbir yardıma ihtiyaç duymaksızın sorunsuz bir şekilde doğum yaparlar. Ancak aşağıdaki belirtileri gözlemlediğiniz takdirde hiç vakit kaybetmeden veteriner hekiminizle temas kurun.
* Anne kedi saatlerce, örneğin 2 saatten uzun bir süre boyunca şiddetli bir şekilde ıkınmasına karşın yavru görünmüyorsa,
* Yavru doğum kanalında göründükten 10 dakika sonra hala doğmadıysa,
* İçi sıvıyla dolu zar doğum kanalından çıkıp şiştiyse ve 10 dakika sonra hala yavru çıkmadıysa,
* Anne kedide ani halsizlik, bilinç kaybı ortaya çıkarsa,
* Anne kedi yavrularla ilgilenmesi gerekirken yatıyorsa ve düzensiz soluk alıp veriyorsa,
* Vajinadan şiddetle kanama başlarsa,
* Yavrulardan biri veya bir kaçı kendiliklerinden anneyi emmeye başlamadılarsa.
Doğumdan sonraki günler boyunca anneyi ve yavruları yakından gözlemleyin fakat bunu belli aralıklarla ve anneyi rahatsız etmeden yapmaya özen gösterin. Bulundukları yere yabancı insanların ve başka evcil hayvanların girmelerine izin vermeyin. Yavrulara dokunmayın, onları annenin yanından almayın ve kutunun yerini değiştirmeyin. Annenin kolaylıkla ulaşabileceği bir yerde mamasını ve temiz suyunu hazır tutun. Kum kabını aynı odaya koyacaksanız, yavruların bulunduğu kutunun mümkün olduğunca uzağına koyun.
Annenin iştahı ve hareketliliği yerinde olmalı, yavrular annelerini emmelidirler. Yavruların yeterince beslenip beslenmediklerini süt emip emmediklerine bakarak anlayabilirsiniz. Yeterli beslenen yavruların karınları hafifçe şişkin ve yuvarlak olur. Eğer sürekli miyavlıyorlarsa, karınları içeri doğru çökükse ve enselerindeki deriyi hafifçe tutup bıraktığınızda hemen yerine gelmiyorsa yeterli beslenemiyorlar demektir.
Kimi zaman anne tecrübesizliği ya da hormonal düzensizlikler nedeniyle de yavrularıyla ilgilenmeyebilir. Bu gibi durumlarda hemen veterinerinizle görüşün. Ayrıca anne kedi yavrularını emzirdikten sonra karınlarından aşağıya doğru yalayarak tuvaletlerini yaptırmalıdır. Doğumdan sonraki birkaç gün boyunca annenin vajinasından çok hafif kanlı bir akıntı gelebilir, bu normaldir. Daha şiddetli ya da kötü kokulu, iltihaplı bir akıntı gördüğünüz takdirde veteriner hekiminize başvurun.
SOKAK KÖPEKLERİ...
SİZ SOKAK KÖPEKLERİNİ BİLMEZSİNİZ
EVLERDE TELAŞLA SOFRALARIN KURULDUĞU, LÜKS LOKANTALARDA KAHKAHALARIN ÇINLADIĞI, KARANLIĞIN VE HÜZNÜN ŞEHRİN ÜSTÜNE AĞIR BİR KADİFE PERDE GİBİ İNDİĞİ SAATLERDE, ONLAR GÜN BOYU SAKLANDIKLARI KOVUKLARDAN DIŞARI ÇIKARLAR.
SİZ SOKAK KÖPEKLERİNİ BİLMEZSİNİZ...
UYKU KARA BİR ÇARŞAF GİBİ BEDENLERİ SARIP SARMALARKEN ONLAR AMANSIZ BİR EKMEK ARAYIŞI MARATONUNA BAŞLARLAR. TEHLİKELERLE DOLU BU BİN ÇEHRELİ KENTTE, NASIR BAĞLAMIŞ PATİLERİYLE ÇÖP YIĞINLARININ BULUNDUĞU SOKAKLARI ARŞINLARLARKEN, DÜŞLERİNİ SÜSLEYEN TEK BİR ŞEY VARDIR: BİR PARÇACIK KEMİK BULABİLMEK.
SİZ SOKAK KÖPEKLERİNİ BİLMEZSİNİZ
TANRI’NIN HEYBESİNDEN PAYLARINA DÜŞEN 15 YILLIK ÖMÜRLERİNİ ASLA TAMAMLAYAMAZLAR. İTİLE KAKILA, HORLANA TAŞLANA GEÇEN KISACIK BİR ZAMAN DİLİMİNİN ARDINDAN BİR GÜNCÜK BİLE KÖPEK TADINDA HAKLARI OLAN YAŞAMI YAŞAYAMADAN GÖÇ EDİP GİDİVERİRLER BU DÜNYADAN.
SİZ SOKAK KÖPEKLERİNİ BİLMEZSİNİZ
AKILLI, DUYGULU, SADIK VE SEVECENDİRLER. BİR LOKMA EKMEK UĞRUNA KULUNUZ, KÖLENİZ OLURLAR. DÖVSENİZ DE SÖVSENİZ DE, ÖMÜR BOYU UĞRUNA HER ŞEYİNİZİ VERDİKLERİNİZ GİBİ, TERK EDİP GİTMEZLER SİZİ.
SİZ SOKAK KÖPEKLERİNİ BİLMEZSİNİZ
TEK BİR SUÇLARI VARDIR. KÖPEK OLMAK! BU SUÇU DA ASLA İSTEYEREK İŞLEMEMİŞLERDİR. O SICACIK KEBAP KESTANELERE BENZEYEN GÖZLERİYLE ÖZÜR DİLER GİBİ BAKMALARI İŞTE BU YÜZDENDİR. EĞER DERİNİNE BAKMASINI BİLİRSENİZ O GÖZLERİN ISINIVERİR İÇİNİZİN TÜM ÜŞÜMÜŞLÜKLERİ.
SİZ SOKAK KÖPEKLERİNİ BİLMEZSİNİZ
BİLSEYDİNİZ SEVERDİNİZ ONLARI. TANISAYDINIZ ÇOK SEVERDİNİZ. VE BU YAPTIKLARINIZDAN ÜZÜNTÜ DUYARDINIZ, SİZLER İŞTE ........... GİBİ DÜŞÜNEN VE DAVRANANLAR. ..
UNUTMAYIN Kİ TANRI’NIN VERDİĞİ CANI YALNIZCA TANRI ALIR.
EVLERDE TELAŞLA SOFRALARIN KURULDUĞU, LÜKS LOKANTALARDA KAHKAHALARIN ÇINLADIĞI, KARANLIĞIN VE HÜZNÜN ŞEHRİN ÜSTÜNE AĞIR BİR KADİFE PERDE GİBİ İNDİĞİ SAATLERDE, ONLAR GÜN BOYU SAKLANDIKLARI KOVUKLARDAN DIŞARI ÇIKARLAR.
SİZ SOKAK KÖPEKLERİNİ BİLMEZSİNİZ...
UYKU KARA BİR ÇARŞAF GİBİ BEDENLERİ SARIP SARMALARKEN ONLAR AMANSIZ BİR EKMEK ARAYIŞI MARATONUNA BAŞLARLAR. TEHLİKELERLE DOLU BU BİN ÇEHRELİ KENTTE, NASIR BAĞLAMIŞ PATİLERİYLE ÇÖP YIĞINLARININ BULUNDUĞU SOKAKLARI ARŞINLARLARKEN, DÜŞLERİNİ SÜSLEYEN TEK BİR ŞEY VARDIR: BİR PARÇACIK KEMİK BULABİLMEK.
SİZ SOKAK KÖPEKLERİNİ BİLMEZSİNİZ
TANRI’NIN HEYBESİNDEN PAYLARINA DÜŞEN 15 YILLIK ÖMÜRLERİNİ ASLA TAMAMLAYAMAZLAR. İTİLE KAKILA, HORLANA TAŞLANA GEÇEN KISACIK BİR ZAMAN DİLİMİNİN ARDINDAN BİR GÜNCÜK BİLE KÖPEK TADINDA HAKLARI OLAN YAŞAMI YAŞAYAMADAN GÖÇ EDİP GİDİVERİRLER BU DÜNYADAN.
SİZ SOKAK KÖPEKLERİNİ BİLMEZSİNİZ
AKILLI, DUYGULU, SADIK VE SEVECENDİRLER. BİR LOKMA EKMEK UĞRUNA KULUNUZ, KÖLENİZ OLURLAR. DÖVSENİZ DE SÖVSENİZ DE, ÖMÜR BOYU UĞRUNA HER ŞEYİNİZİ VERDİKLERİNİZ GİBİ, TERK EDİP GİTMEZLER SİZİ.
SİZ SOKAK KÖPEKLERİNİ BİLMEZSİNİZ
TEK BİR SUÇLARI VARDIR. KÖPEK OLMAK! BU SUÇU DA ASLA İSTEYEREK İŞLEMEMİŞLERDİR. O SICACIK KEBAP KESTANELERE BENZEYEN GÖZLERİYLE ÖZÜR DİLER GİBİ BAKMALARI İŞTE BU YÜZDENDİR. EĞER DERİNİNE BAKMASINI BİLİRSENİZ O GÖZLERİN ISINIVERİR İÇİNİZİN TÜM ÜŞÜMÜŞLÜKLERİ.
SİZ SOKAK KÖPEKLERİNİ BİLMEZSİNİZ
BİLSEYDİNİZ SEVERDİNİZ ONLARI. TANISAYDINIZ ÇOK SEVERDİNİZ. VE BU YAPTIKLARINIZDAN ÜZÜNTÜ DUYARDINIZ, SİZLER İŞTE ........... GİBİ DÜŞÜNEN VE DAVRANANLAR. ..
UNUTMAYIN Kİ TANRI’NIN VERDİĞİ CANI YALNIZCA TANRI ALIR.
14 Mayıs 2012 Pazartesi
Köpeğinizin Acil Durumlarında Neler Yapmamız Gerekiyor?
Bazılarımız çocukluğumuzdan bu yana köpek besliyoruz, bazılarımız ise hayatımızı bir köpekle daha yeni paylaşmaya başladık. Her şey keyifli, dostluk muhteşem ve günler güllük gülistanlık geçiyor ama birgün acil bir durum ile karşılaşırsak neler yapabileceğimizi biliyor muyuz?
Köpeğinizle ilgili olarak karşılaşabileğiniz ani ve hayati durumlardan birkaçını kaleme aldık. Ancak ilk yardımı yaptıktan sonra, lütfen köpeğinizi veterinerinize götürmeyi unutmayın...
ANİ KULAK AĞRISI: Köpeğiniz sürekli kulağını kaşır veya kafasını bir tarafa doğru eğer. Kulağını yere sürtebilir, kafasını sallayabilir ve hiç kimsenin kulağını ellemesini istemez. Eğer bu hareketler aniden başladıysa, büyük bir ihtimalle kulağına yabancı cisim girmiş demektir. Hiçbirşey yapmadan hemen veteriner hekiminizi arayın. Genelde kulak ile ilgili sorunların derhal tedavisi gerekmektedir. Gecikmeler daha ciddi sorunlara neden olabilir.
ARABA ÇARPMASI: Köpeğinizin sessiz, sakin, hareketsiz ve de mümkün olduğu kadar rahat olmasını sağlayın. Gerektiğinde kuvvet kullanarak bile sakin durmasını sağlamalısınız. Bu durumda hareket etmesi, sağlığı açısından, sorunlar yaratabilir. Temiz bir bez veya gazlı bez ile kanayan noktalara basınç uygulayın. Veteriner hekiminizi hemen aramalısınız.
ŞİŞKİNLİK: Eğer köpeğinizin karnı şişmiş görünüp, gaz birikintisi var ise derhal, hiç vakit kaybetmeden veteriner hekiminize gidin.
ZEHİRLENME (BİLİNEN): Köpeğinizin zehir olduğundan emin olduğunuz bir maddeyi yuttuğunu gördüğünüz anda onu kusturmalısınız. Bir bardak suyun içine bir çay kaşığı tuzu atıp, iyice karıştırdıktan sonra bunu köpeğinize içirin ya da bol yoğurt yemesini sağlayın. Bunu bir defadan fazla denemeyin. Köpeğiniz ciddi bir şekilde karşı çıkıyorsa, bundan vazgeçip, zehirden yanınıza bir örnek alarak derhal veteriner hekiminize gidiniz.
KESİLMİŞ PATİ: Genelde yürüyüşlerde cam parçaları bu soruna neden olabiliyor. Çok fazla kanama var ise, temiz gazlı bezi sıkıca patisinin etrafına sarıp, bunun üzerine de temiz bir bez ile tekrar patisini sarın. Yapıştırıcı malzemeler veya bandajlar kullanmayın. Köpeğinizi derhal veteriner hekiminize götürün.
KUSMA: Esasında köpeklerin arada sırada kusması normaldir. Eğer köpeğiniz sık sık kusmaya başlarsa veya genelde halsiz ise o zaman dikkatli olmanız gerekecektir. Köpeğinizi beslemeyin. Bu durumlarda, köpeğinizin ne kadar sıklıkta kustuğunu, kusma tarzını ve kusmuğun rengine dikkat edin. Veteriner hekiminizi arayıp durumu anlatın. Gerektiğinde, veterinerinize giderken yanınızda kusmuktan örnek götürün.
Köpeğinizle ilgili olarak karşılaşabileğiniz ani ve hayati durumlardan birkaçını kaleme aldık. Ancak ilk yardımı yaptıktan sonra, lütfen köpeğinizi veterinerinize götürmeyi unutmayın...
ANİ KULAK AĞRISI: Köpeğiniz sürekli kulağını kaşır veya kafasını bir tarafa doğru eğer. Kulağını yere sürtebilir, kafasını sallayabilir ve hiç kimsenin kulağını ellemesini istemez. Eğer bu hareketler aniden başladıysa, büyük bir ihtimalle kulağına yabancı cisim girmiş demektir. Hiçbirşey yapmadan hemen veteriner hekiminizi arayın. Genelde kulak ile ilgili sorunların derhal tedavisi gerekmektedir. Gecikmeler daha ciddi sorunlara neden olabilir.
ARABA ÇARPMASI: Köpeğinizin sessiz, sakin, hareketsiz ve de mümkün olduğu kadar rahat olmasını sağlayın. Gerektiğinde kuvvet kullanarak bile sakin durmasını sağlamalısınız. Bu durumda hareket etmesi, sağlığı açısından, sorunlar yaratabilir. Temiz bir bez veya gazlı bez ile kanayan noktalara basınç uygulayın. Veteriner hekiminizi hemen aramalısınız.
ŞİŞKİNLİK: Eğer köpeğinizin karnı şişmiş görünüp, gaz birikintisi var ise derhal, hiç vakit kaybetmeden veteriner hekiminize gidin.
ZEHİRLENME (BİLİNEN): Köpeğinizin zehir olduğundan emin olduğunuz bir maddeyi yuttuğunu gördüğünüz anda onu kusturmalısınız. Bir bardak suyun içine bir çay kaşığı tuzu atıp, iyice karıştırdıktan sonra bunu köpeğinize içirin ya da bol yoğurt yemesini sağlayın. Bunu bir defadan fazla denemeyin. Köpeğiniz ciddi bir şekilde karşı çıkıyorsa, bundan vazgeçip, zehirden yanınıza bir örnek alarak derhal veteriner hekiminize gidiniz.
KESİLMİŞ PATİ: Genelde yürüyüşlerde cam parçaları bu soruna neden olabiliyor. Çok fazla kanama var ise, temiz gazlı bezi sıkıca patisinin etrafına sarıp, bunun üzerine de temiz bir bez ile tekrar patisini sarın. Yapıştırıcı malzemeler veya bandajlar kullanmayın. Köpeğinizi derhal veteriner hekiminize götürün.
KUSMA: Esasında köpeklerin arada sırada kusması normaldir. Eğer köpeğiniz sık sık kusmaya başlarsa veya genelde halsiz ise o zaman dikkatli olmanız gerekecektir. Köpeğinizi beslemeyin. Bu durumlarda, köpeğinizin ne kadar sıklıkta kustuğunu, kusma tarzını ve kusmuğun rengine dikkat edin. Veteriner hekiminizi arayıp durumu anlatın. Gerektiğinde, veterinerinize giderken yanınızda kusmuktan örnek götürün.
2 Mayıs 2012 Çarşamba
Bunları Biliyor muydunuz?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)